31 Mayıs 2010 Pazartesi

organize olun, geliyorum!

evet sayin seyirciler, artik benim icin istanbul vakti...
biraz kafa dinlemem lazim, bir kaostan baska bir kaosa giderek bunu nasil becericem bilmiyorum ama gitmek lazim...
tabi ki donucem ama kesin bir tarih veremiyorum...
tabi ki ucagin kalkmasina 1 gun olmasina ragmen ben hala hazirlanmadim...
tabi ki bu evdeki son 1 gunum olmasina ragmen hicbirsey yapmadim...
tabi ki son gunlerimi gezerek, icerek 2 tane partiye ve 2 konsere katilarak gecirdim...
tabi ki tras olmadim, kirli sakalimla mutluyum....
tabi ki camasirlari yikayip zaman kaybetmektense yeni t-shirt aldim, istanbula 2 bavul camasir goturuyorum...
tabi ki su an esya toplamak varken nette zaman kaybediyorum...
tabi ki gorusucez...

10 Mayıs 2010 Pazartesi

....

Temmuz ayinin ilk gunu,
jfk den ciktim ve tarifi imkansiz bir mallik hissediyorum ustumde
ucus yorgunlugu sanirsam diye icsesim yorum yapsa da
teknik egitim fakultesi jargonunu bilen bilir bunun tam tanimi mayba$lik
derken taksiye biniyorum ve akabinde yagmur basliyor...
.mina koyim temmuzun 1 inde kiyamet kopuyo...
sanirsin guns n rosses klibi cekiliyo caddeler nehir olup akicak...
East harlemden girdik bu arada taksicinin geyik muhabbeti esliginde...
tam gaz riverside drive a dogru gidiyoruz...
sanirsam bazi seylerin dini dili irki yok
taksicilikte oyle birsey, heryerde konusmaya, muhabbet acmaya bahane ariyolar ve buluyolar...
buldu da rusyadan geldigini bimmem kac senedir bu isi yaptigini falan anlatti...
bu sirada taksinin camindan disari bakiyorum,
sudan dogru durust bir sey goremesemde anlamaya calisiyorum olup biteni
yol tikandi ve michael jackson anma toreni gibi bir aktiviteye katilan yorenin gencleri arasinda kavga cikti
polis kovaliyo milleti ve yagmur bi yandan
ben bi sey konusamiyorum bu arada tutuldu dilim...
kursa gitmisim tr de gelmeden evel
altyazili cnbc-e mi de izlemisim.(di mi)
kabus, koca bir hava
geldim yurt a sirilsiklamim
sular akiyo yuzumden durmadan...
aciklamasi yok sanki dustayim...
oyle islandim bavullari iceri sokmaya calisirken...
ilyas salman gibi hissediyorum kendimi...
sikim dunyayi sirtimda tasiyorum sanki
yok boyle bir sey, ustume ustume geliyo
o boyle her sehrin kokusu vardir
moskovadada vardi ve farkliydi
biraz pas demir kokuyodu
zamanla alisiliyodu
burdada eski binalarda bir koku var
baska hic bir yerde koklamadim o kokuyu
onu aliyorum fazladan
burnumun direkleri zonkluyo
oyle bir hassasiyet sanirsin av kopegiyim
neyse adam anlatiyo haritayi acip...
bak aksam gezer tozarsan icersen eger
donuste bu yolu kullanma diyor
adam insan sarrafi olmus sanrisam...
akabinde tirsiyorum...
odayi sapasaglam teslim aldigima dahir sozlesme imzaliyorum...
imzayi atip akabinde perdeyi kiriyorum
yamuk bir sekilde duruyor...
perde bana bakiyo ben perdeye...
tamir etmeye calissamda yok hava...
olmuyor...
10 gun pencere acmak icin gunde 30 dakka harciyorum...

gecen gun yagmurda islaninca aklima geldi guldum durdum pismis kelle gibi yolda...
allahtan burda herkes deli de deli damgasi yemiyorsunuz...







22 Nisan 2010 Perşembe

new york new york

gecenin saat 1 inde neden tutun cigneyip ayni anda rus bir hatunla flort ediyorum hic bir fikrim yok, ama bir seyler yazmak geldi icimden uzun sure sonra....
cok zor lan bu sehir...
bildigin zor....
ama biraz severse seni birseyler oluyor sanki ama hala zor....
bu gece tespitlerden bahsetmicem...
evet son zamanlarda burada ugrasiyorum bir seyler icin kalmak icin uretmek icin....
aslina bakarsan epey yol aldim sayin okur...
kismetse haziranda gelicem istanbula....
fazla birsey ozlemedim acikcasi...
belki hala kizginim bazi seylere sebebi budur...
hele bi gidim daha iyi anlicam sanirsam...

ozledigim seyler var tabi cay ve beyaz peynir haricinde...
evet calistigim cemiyetin 1 numarali ozelligi olarak cool olmak kesinlikle onde gelen davranis bicimi olsada ozluyorum lan arasira arkadas sohbetlerini sadece o...
cok ozlersem haberleri izliyorum ntv den ve resetliyorum butun hali ruhiyemi...
yoksa inanki bahar burda da adamin aklini basindan alip gidiyor....
uyuya kalmalar....
anlik asklar....
flortler....
how does it feel? diye bob dylan kulagimda cinliyor su satirlari yazarken...
daha var ama yapmam gereken isler....
hic degilse soranlara bunu soyluyorum...
bu ayriliklarin guzel ayriliklar oldugunu iddia ediyorum....
iddia mi iddaa mi son cikan bahis oyunundan sonra bir nesil yazim yanlisiyla yetisiyor su an bunu farkettim...

neyse evin kapisini acinca suprizlerle karsilasiyorum bu aralar...
ev degil kinder supriz...
belkide hincal uluc gibi bol 3 noktali yazi yazmamin nedeni bu bu aksam...
actim kapiyi bir slovak hatun ve bir fransiz elaman evde...
temel fikrasi gibi...
olum eviniz barkiniz yok mu?
ac doyuran bufesi mi burasi...
hayir disaridan bakinca oyle arkadas canlisi yardimsever bir insana da benzemiyorum....
neyse dogma buyume istanbullu olarak selam verdim tabi...
hi dedim hay hay dediler...
bu haftasonu bizde kalicaklarmis...
ev arkadasim olucak ayinin arkadaslariymis...
eyw dedik...
normalde olsa sokaga atardim ya neyse....
tutun istermisin diye ustune sordu super zeka ev arkadasim...
eyw dedim...
madem yapicak bisi yok cigneyelim bakalim diye...
isin ozu bu...
ha rus hatuna gelince o da baska bir hikaye konusu...
boyle gider bu....

seviyorum sizleri...
ertelemeyin birseyleri...




4 Mart 2010 Perşembe

be cool


Evet sayin seyirciler farkindayim aksatiyorum son bir kac haftadir bu sayfayi ama yepyeni bir postla/girdiyle karsinizdayim. sanirsam post, entry gibi internet kelimelerinin turkcedeki karsiligi girdi. ha diceksiniz bu degil efendim aslinda dogrusu bu ama soylede bir gercek var gelirken q trenini almis biri var karsinizda. ister istemez turkce biraz bulasiga donuyor ama seviyorum kendi dilimi. hele o kufurler yok mu!

Ne yaptim son gunlerde? urettim. burayi sevmemin asil nedeni bu. uretebilmek icin gerekli atmosfere sahibim. gecen basilan album kapaklari geldi ve kutuyu actiktan sonra yuzumde bir aptal asik siritisi oldugunu farkettim. cevremdeki tepkileri her nekadar sallamasamda yinede pozitif olmasi bunu katladi. seviyorum bu tarz isleri. kafa yormayi, zaman harcamayi, beraberinde cay ve alkol tuketmeyi.

Bir yandanda hardcore sekilde kalmanin yollarini arastiriyorum ve yol aldim sayilir. bos durmadim kisacasi. yakin zamanda show a devam edecegim icin web sitemi ve blogumu takip etmenizi tavsiye ediyorum.

gelelim tespitlere
ortalama bir amerikaliyla tanriyi tartisabilirsiniz ama asla 2nd bag realitesini tartisamazsiniz. kusura bakmayin ama hasiktir diyorum bu zihniyete... bu ne lan istemiyorum desemde biyikli latino kasiyer kiza israrla 2. torbayi kullaniyor. ev torbadan gecilmiyor. ayrica dunyanin en mantikli aciklamasi geliyo kendilerince akabinde. aaaa ama cok onemli ya patlarsa? patlasin ulan patlasin tobe tobe....

yukardaki foto ofisten geliyor. mesailerden bir arkadasim cekti saolsun.
neyse bir seyler yemem lazim cok aciktim. yazarim bir seyler yine saglicakla

uretin, hayal kurun, yalvariyorum birseyleri ertelemeyin...

e.



8 Şubat 2010 Pazartesi

heyt

himm... baya olmus yazmayali birseyler. hala birseyler yazarken sey in ayri yazilip yazilmayacagi tereduttunu yasamaktayim. zaten dahi anlamindaki "de" nin ayri yazilmasi gerektigini gecen yil emek msn de 2 saat izah ederek ogretmisti. cok sorgulamamak lazim. neden sonucun bokunu cikartinca olmuyor sanirsam. hayatimda hangi derse calistiysam sinavindan kaldim. cunku her ayrintiyi sorgulayarak vakit kaybettim. hangi dersi ezberlediysem o dersten gecmedim, bariz koydum. bazi seyleri sorgulamamak lazim sanirsam. bu boyledir diyip gecmek lazim.

gelelim olup bitene, tabi ki parasal dertlerin tavan yaptigi su gunlerde bohemligimi doyasiya yasiyorum. superbowl finali icin evde verilen partide bir ara kopup gittim ve hakkatten south park in gercek olduguna kanaat getirdim. gercekmis lan. cok basit bir spor aktivitesinde neden stadin ustunden jetler gecer askeri bando muzik calar. elde budweiser la bunu dusunmus olmam ne kadar ironik olsada gulemeden edemedim. asil bomba yemek pisirmeyi ogreniyorum sayin seyirciler. sonuclar gayet icacici, yada istah acici... ilk geldigim gunleri hatirliyorumda hakkatten cok komik geliyor simdi. insana sanirsam hep boyle geliyor. hadi sevgili okur su an isteki ilk gununu hatirla veya herneredeysen oradaki ilk gununu hatirla.

ayrica soylemek istedigim birsey de camasirhaneler hakkinda. evet normal apartman disindaki camasirhanelerde guzel kizlar olabiliyor yada anlik duen read yumusatici kokusu sinmis flortler oluyor(yurttaki arkadaslara selam ederim) ama inanin ki apartmanin camasirhanesinde olay icler acisi. gecen hafta konuyla ilgili bir reklam izledikten sonra ev arkadaslarim sordu hic guzel bir hatuna denk geldin mi camasirhanede diye gulduk haliyle. sonra "it's weird maaaannnn" tepkileri duvarlarda yankilandi. yapmayin etmeyin bir nesil boyle harcaniyor. porto rico lu teyzelerle camasir saati, bim de alisveris yapmakla ayni hali ruhiyeye sahip bir durum teskil etmekte. valla. aci ama gercek. he ayrica burdan bininci kez soyluyorum latino degilim teyze.
bu sayfada 100 kere yazdim hala yazicam. burada ilgimi ceken aslinda sevdigim en buyuk sey bizim ulkemizde farkli olan bir cok sey burada populer kulturun bir parcasi. lost, star wars yada divxlerini arkadasimizdan aldigimiz bir cok dizi gibi. otobuslerde metrolarda ve times meydaninda lost reklami gormek garip bir duygu.

ilgincti gecen hafta bir kac arkadasi yolcu ettik avrupaya. dostlar gider kendi yollarina diyerek ortacgile selam etmeyi kendime borc bilirim sizlere selam ederim.
uslu durun, doya doya kufur edin, birseyleri ertelemeyin.

e.